Şili'de Gizlice, 1985 yılı başlarında memleketine girebilmek, askeri diktatörlükle yönetilen ülkesinin içinde bulunduğu durumu ortaya koyacak bir film çekmek için kılık ve kimlik değiştirerek Şili'de altı hafta geçiren yönetmen Migüel Littin'in hikayesi. Marquez, Şili'de Gizlice'yi Littin ile gerçekleştirdiği, teypte 18 saat, kağıt üzerinde ise 600 sayfa olan röportajdan derlemiş. Ki bence 600 sayfa olsa da yine aynı heyecanla okunurdu bu anlatı...
Bu kitap sayesinde adını öğrendikten ve biraz araştırma yaptıktan sonra farkettim ki Miguel Littin'in hiç bir filmini izlememişim. Tatil dönüşü ise özellikle Şili'de Gizlice'ye konu olan filmi bulup izleyeceğim bir şekilde. Kişisel olduğu kadar bir ulusun geçirdiği kara döneme de ışık tutan Şili'de Gizlice'nin benim için biraz sinir bozucu olduğunu da itiraf etmem lazım. Neden derseniz, neredeyse 30 yıl önce (yani benim hayatta olduğum süre kadar öncesi) Şili'de gerçekleşen olayların çoğu, şu anda bizim ülkemizde oluyor. Salvador Allende'nin ardından yönetimi eline alan diktatör Pinochet, Allende'nin ulusallaştırdığı her şeyi satıryor, bir çok şeyi özelleştiriyor, memleketin canına okuyor. Tanıdık geliyor mu?
Özellikle şu kısımda çok irkildim mesela:
"Allende rejiminin sonuna kadar Şili yalnızca alçakgönüllü bir ülke olarak kalmıyordu, aynı zamanda tutucu burjuvazisi bile sadeliği ulusal bir erdem olarak görüyordu. İşbaşına gelen askeri cunta, ülkenin varlık içinde yüzdüğünü etkileyici bir biçimde göstermek isteyince Allende'nin kamulaştırdığı her şeyi hemen yeniden özelleştirdi, değerli ne varsa girişimcilere ve çokuluslu şirketlere sattı. Bunun sonucunda, gösterişli lüks mallarda büyük bir patlama oldu, kamu işlerinde göz boyayıcılık aldı yürüdü, böylece de ülkede görülesi bir zenginlik ve ekonomik denge olduğu yanılsaması yaratılmış oldu."
Yine soracağım: Tanıdık geliyor mu? Geliyordur. Ve ne yazık ki Littin'in maceralarının büyük bir kısmı size tanıdık gelecek. Gelmeyen kısımlarda ise kendinizi "bu da mı gelecek acaba başımıza?" diye endişelenirken bulacaksınız.
Tanıtım Yazısı:
1973 yılında, iri-yarı, siyah saçlı, sakallı bir sinema yönetmeni, askeri darbenin hemen ardından Şili'den kaçtı. On iki yıl sonra, zayıflamış, saçlarının rengi açılmış, sakalını kesmiş olarak geri döndü; sahte bir pasaportla, sahte bir ad altında, sahte bir geçmiş ve sahte bir eşle. Bu öykü, Pinochet yönetimi altındaki Şili'de hayatın nasıl olduğıunu gerçek boyutlarıyla dünyanın gözleri önüne sermek uğruna özgürlüğünü tehlikeye atarak şili'ye gizlice giren Miguel Littin'in öyküsüdür. Ünlü yazar Gabsriel Garcia Marquez, Miguel Littin'le yaptığı tam onsekiz saatlik bir görüşmeden sonra bu öyküyü romanlarından tanıdığımız ustaca anlatımıyla kaleme aldı. Pinochet'nin Şili'sini, dışı cilalı, içi yozlaşan o diktatörlük yönetiminin gerçek yüzünü, bu yönetime karşı çıkan, kimi başarılı olan kimi de işkence gören, kaybolan sayısız Şililinin kahramanca direnişini, sürgünde yaşamanın acısını derinden hisseden Littin'in serüvenini Şili'de Gizlice adı altında kitaplaştırdı.
Buradan satın alın; Gabriel Garcia Marquez - Şili'de Gizlice
Bu kitapla ne içilir: Çay
Bu kitapla ne dinlenir: Violeta Parra - Gracias a la vida