Daha ilk sayfasındaki alıntıyla kalbimi çaldı bu kitap:
“‘İnsanlığın selameti’ için o Tanrıbilimci antikalarının hepsinden çok daha önemli bir sorun var ki, beni daha başka türlü ilgilendirir: beslenme sorunu.”
NIETZCHE, Ecce Homo
“Okuru alternatif bir felsefe yolculuğuna çıkarma” hedefiyle yola koyulan Michel Onfray, söz verdiğini yapmayı başarmış Filozofların Karnı kitabında. Felsefeyle ilgili pek çok konuda filozofların beyni odak noktasıyken, Onfray onların midelerini didiklemeyi tercih etmiş ve ortaya hem düşündüren, hem de (itiraf etmeden olmaz) yer yer insanın karnını acıktıran bir kitap çıkmış.
Filozofların Karnı’nın benim için en ilginç bölümü, “Beslenme Üzerine Yaşamöyküsel Deneme” başlıklı, Onfray’ın bu kitabı yazmaya nasıl karar verdiğini anlatan bölümdü. Hayat şartlarına bağlı olarak insanın ne yediğinin nasıl değiştiğini, bu yediklerimizin ruh halimizin yanı sıra paramızdan vücut sağlığımıza kadar pek çok şeyi nasıl etkilediğini gözler önüne seren bir bölüm bu. Bası insanların yemeğe, iyi yemeklere zaafı olduğunu, genellikle “lezzetli” diyebileceğimiz tüm yemeklerin de aslında bizim için ne kadar zararlı olabileceğini gösteren bir bölüm. Yine bile Onfray, kalp krizi geçirdikten sonra ona bir diyet yazan doktora “ölmeden önce son sözünü söyler gibi, kahramanca bir çıkışla, hayatını margarinle idare etmektense, tereyağı yiyerek ölmeyi yeğlediğini açıklayan” bir adam. E böyle bir adamı da sevmemek imkansız!
“Ölümüm yemekten olacak” ve “tatlıya sıra gelmeden ölürsem hepinize hortlarım” gibi cümleleri çok kullanan bir insan olaraktan şıp diye, hem yalanarak, hem de öğrenerek okuduğum bir kitap oldu Filozofların Karnı.
Tanıtım Yazısı:
Mide yoluyla felsefeye nüfuz etmek mümkün mü?
Michel Onfray, okuru alternatif bir felsefe yolculuğuna çıkarıyor bu kitabında. Gelmiş geçmiş en ünlü felsefecilerin düşüncelerini, sevdikleri yemekler üzerinden okuyor. Kant, Nietzsche, Marinetti ve Sade hangi yemekleri severlerdi ve bu yemekler onları nasıl etkiledi? Çiğ ahtapot yemeyi sevmese Diogenes uygarlığa düşman olur muydu? Rousseau sürekli süt ürünleri yemek zorunda olmasa azla yetinmeye bunca methiye düzer miydi? Kâbuslarında devamlı yengeçler gören Sartre, hayat boyu kabuklulardan tiksinmesinin bedelini ödemedi mi?
Onfray kışkırtıcı, eğlenceli sorular soruyor Filozofların Karnı'nda: Acaba zihnimiz kadar midemiz de düşünür mü? Tarihimizi, özellikle düşünce tarihimizi hakkını yediğimiz midemizle bir kez daha düşünmek yararlı olmaz mı?
Filozofların Karnı, felsefeyle ilgilenen okurlar için bambaşka bir tat; felsefeden korkanlar içinse lezzetli bir başlangıç. Belki de Marx'ın önermesi doğrulanıyor böylece: İnsan ne yerse odur!
Buradan satın alın; Filozofların Karnı - Michel Onfray
Bu kitapla ne içilir: Mide ilacı
Bu kitapla ne dinlenir: Kelis - Milkshake
0 comments:
Post a Comment