Raymond Radiguet, 20 yıllık kısacık hayatına çok fazla şey sığdırmış bir yazar ve şair. Liseyi terk eden ve kendini gazetecilik ile edebiyata veren Radiguet, bir yandan da kadınlarla ilişkileri konusunda meşhurmuş. Öyle ki, Hemingway'i bile sinirlendirip, ondan laf yemiş kendisi. Hemingway'in dikkatini çekmiş olması sizi heyecanlandırmıyorsa, kendisinin Paris'te Max Jacob, Erik Satie ve Jean Cocteau gibi isimlerle takıldığını da belirteyim. Raymond Radiguet, tifo hastalığına yakalanarak 20 yaşında hayatını kaybetmesinin öncesinde de şöyle demiş: "Üç gün içerisinde Tanrının askerleri tarafından vurulacağım." Bu da size edebi tonu hakkında az biraz fikir verir diye düşünüyorum...
Radiguet'in 19 yaşındayken kaleme aldığı İçimizdeki Şeytan'da, tanıtım yazısında da belirtildiği gibi "savaşla yoğurulmuş bir zihnin olgunluğu," "yasak bir aşk" ve arkada akıp giden tarihsel ve toplumsal bir akış var. 15 yaşındaki bir 'oğlan'ın kendinden dört yaş büyük bir kadınla ilişki yaşamaya başladığını, üstüne bir de bu kadının kocasının I. Dünya Savaşı'nda savaşan bir asker olduğunu düşünün... Ne tür kıyametler kopabileceğini tahmin edebilirsiniz sanırım. Dedikodulara göre, içerisinde kendi hayat hikayesini de barındıran bu kitapta Radiguet'in isimsiz ana karakteri, yani 15 yaşındaki oğlan öyle genç, öyle ergen, öyle bilmiş ve bir yandan da öyle saf ki onu bazen tokatlamak, bazen de eve hapsedip ağzına poğaçalar, kurabiyeler tıkmak istiyorsunuz.
"Ailesi, kızlarının bir romantik olduğuna inanıyor ve romantiklerin karşı çıkılmaması, kendi hallerine bırakılması gereken delilerden farksız olduğunu düşünüyorlardı."
Oğlanımızın aşık olduğu kıza gelince de (Marthe) kendisini oğlanın gözünden tanıdığımız için ne kadar doğru tanıdık bilemiyorum; çocuğun işine gelen ve gelmeyen hallerini görüyoruz yalnızca. Çocuğa karşı çıkamaması, bir yandan da kocasına tutunması ama bu yasak aşktan cümle alemin haberinin olması tuhaf cidden... Radiguet, ana karakterinin hislerini, düşüncelerini biraz alaycı, biraz da saf bir şekilde ele almış. Çocuk, bir yandan çocuk gibi davranırken, bir yandan da çoğu zaman kendisini "erkek gibi" hissediyor ve bu doğrultuda abuk subuk taktikler uyguladığı da oluyor. Bir yandan gençliğin özgürlük arayışına, bir şeyler hissetme ve bir şeylere sahip olma çabasına tanık olurken, bir yandan da savaşın bir toplumu nasıl tepetaklak ettiğine, insanların psikolojisini nasıl etkilediğine tanık oluyoruz. Hikayenin kalbinde de 15 yaşındaki bir oğlanın gözünden seyrettiğimiz, ancak "tuhaf" olarak tanımlayabileceğim (ki bunu aradaki yaş farkı nedeniyle söylemiyorum) bir aşk var...
"Her aşkın kendine özgü gençlik dönemleri, olgunluk çağı, yaşlılığı vardır. [...] Bir bağımlının esrime haline, çok geçmeden ölümcül olacak biçimde dozları artırarak değil, saatlerle ilgili değişiklikler yaparak veya organizmayı şaşırtmak için oyunlara başvurarak icat ettiği ritimle ulaşması gibi."
Tanıtım Yazısı:
"Ölümü sükûnet içinde düşünmek ancak tek başımıza düşünüyorsak mümkündür. Ölüm iki kişilik olduğunda, inançsızlar için bile ölüm olmaktan çıkar.Acı verici olan hayatı değil, ona anlam kazandıran şeyi terk etmektir. Aşk hayatımız olduğunda, birlikte yaşamak ya da birlikte ölmek arasında nasıl bir fark olabilir?"
Yirmi yıllık kısa ömrüne iki roman, iki şiir kitabı, bir kısa oyun, resim ve şiir eleştirileri sığdırmış olan Radiguet, İçimizdeki Şeytan'ı kaleme aldığında henüz on dokuz yaşındaydı. 1903-1923 yılları arasında yaşayan yazarın satır aralarında savaşla yoğrulmuş bir zihnin olgunluğu kendini hemen hissetirmekle birlikte "yasak bir aşk"ın konu edildiği bu romanın arka planı okuru sürekli tarihsel ve toplumsal akışı düşünmeye zorluyor.
İçimizdeki Şeytan'ı okuduktan sonra, Radiguet'nin, kimi Fransız eleştirmenler tarafından neden "romanın Rimbaud'su" olarak nitelendirildiği daha iyi anlaşılıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Buradan Satın Alın; İçimizdeki Şeytan - Raymond Radiguet
Bu kitapla ne içilir: Viski
Bu kitapla ne dinlenir: Michael Jackson - Pretty Young Thing
0 comments:
Post a Comment