Dörtlü Jean Rhys'ın Geniş Geniş Bir Deniz'den sonra okuduğum ikinci kitabı oldu. İçinde yer alan karakterlerine de, Paris'in bir karaktermişçesine kitapta kendini göstermesine de hayran kaldım diyebilirim. Beklenmedik sonuyla insanı şaşırtan bir roman var karşınızda.
Dörtlü Marya Zelli'nin ilginç hikayesini anlatıyor. Kitabın en başında Marya'ya büyük bir sempati duymuş ve bu karakter ne yaparsa yapsın çok seveceğim diye düşünmüştüm. Belli bir yerden sonra biraz kızsam da Marya'yı sevmeden edemedim gerçekten. Ne iş yaptığını bir türlü anlayamadığı ve fakat kendisine her zaman çok iyi davranan eşinin tutuklanmasıyla hayatı baştan sona değişiyor Marya'nın. Paris'te yapayalnız ve beş parasız ne yapacağını düşünürken kendi memleketinden olan bir kadın evini ona açıyor. Elbette bu çok hoşgörülü ve incelikli kadının eşi Marya'ya aşık oluyor. Bundan sonrası hakkında pek bir şey anlatmak istemiyorum ancak Marya'nın o bildiğiniz karakterlerden olmadığını ve kitabın klişeden uzak olduğunu belirtmem gerek. Gelelim kitaptaki Paris'e... Paris'te geçen kitapları hep çok sevdim ve Dörtlü'deki Paris tam da benim sevdiğim Paris'i anlatıyor. Kafelerinden daracık sokaklarına kadar her şeyiyle hoşuna gidiyor insanın.
Tanıtım yazısı:
Çağdaş İngiliz edebiyatının en önemli, en ilginç yazarlarından biri olan "Jean Rhys"ın (1894-1979) "Geniş Geniş Bir Deniz" adlı romanını, "Pınar Kür"ün Türkçesiyle daha önce yayımlamıştık. Yurdumuzda ilk bu romanıyla tanınan ve büyük ilgi gören bu ünlü İngiliz kadın yazarının "Dörtlü" adlı ikinci kitabını da yine "Pınar Kür"ün Türkçesiyle sunuyoruz. Yine ayrılıklar, yalnızlıklar var bu romanda. İncecik duyarlıkların büyük bir ustalıkla anlatıldığı bu kitapta "Marya Zelli"yle tanışacaksınız. Kış mevsiminde ıslak Montparnasse sokakları, sigara dumanına boğulmuş kahvelerde içilen içkiler, mor çiçekli duvar kağıtlarıyla kaplı ucuz otel odaları ve "Marya Zelli"; çevresindeki her şeyin gerçekdışılığına karşı koyabilmek için yaşamını gerçek kılmaya çalışan "Marya Zelli."
Dörtlü Marya Zelli'nin ilginç hikayesini anlatıyor. Kitabın en başında Marya'ya büyük bir sempati duymuş ve bu karakter ne yaparsa yapsın çok seveceğim diye düşünmüştüm. Belli bir yerden sonra biraz kızsam da Marya'yı sevmeden edemedim gerçekten. Ne iş yaptığını bir türlü anlayamadığı ve fakat kendisine her zaman çok iyi davranan eşinin tutuklanmasıyla hayatı baştan sona değişiyor Marya'nın. Paris'te yapayalnız ve beş parasız ne yapacağını düşünürken kendi memleketinden olan bir kadın evini ona açıyor. Elbette bu çok hoşgörülü ve incelikli kadının eşi Marya'ya aşık oluyor. Bundan sonrası hakkında pek bir şey anlatmak istemiyorum ancak Marya'nın o bildiğiniz karakterlerden olmadığını ve kitabın klişeden uzak olduğunu belirtmem gerek. Gelelim kitaptaki Paris'e... Paris'te geçen kitapları hep çok sevdim ve Dörtlü'deki Paris tam da benim sevdiğim Paris'i anlatıyor. Kafelerinden daracık sokaklarına kadar her şeyiyle hoşuna gidiyor insanın.
Tanıtım yazısı:
Çağdaş İngiliz edebiyatının en önemli, en ilginç yazarlarından biri olan "Jean Rhys"ın (1894-1979) "Geniş Geniş Bir Deniz" adlı romanını, "Pınar Kür"ün Türkçesiyle daha önce yayımlamıştık. Yurdumuzda ilk bu romanıyla tanınan ve büyük ilgi gören bu ünlü İngiliz kadın yazarının "Dörtlü" adlı ikinci kitabını da yine "Pınar Kür"ün Türkçesiyle sunuyoruz. Yine ayrılıklar, yalnızlıklar var bu romanda. İncecik duyarlıkların büyük bir ustalıkla anlatıldığı bu kitapta "Marya Zelli"yle tanışacaksınız. Kış mevsiminde ıslak Montparnasse sokakları, sigara dumanına boğulmuş kahvelerde içilen içkiler, mor çiçekli duvar kağıtlarıyla kaplı ucuz otel odaları ve "Marya Zelli"; çevresindeki her şeyin gerçekdışılığına karşı koyabilmek için yaşamını gerçek kılmaya çalışan "Marya Zelli."
Buradan satın alın: Dörtlü - Jean Rhys
Bu kitapla ne dinlenir: Dinner Jazz with French Flavours
Bu kitapla ne içilir: Hazır havalar da güzelleşmişken şu kokteyl çok güzel gider diye düşünüyorum: Gordon's Fizz