Kana Bulanmış Sakal, en basit tanımıyla aile sırlarını genç bir adamın hikâyesi. Yüzme hocası olan adam, hayatıyla daha fazla şey yapmak istediğini hissediyor içten içe. Bir yandan da içini kemiren şeyler var tabii; mesela, abisi kız arkadaşını çalmış. Buna benzer yaralarını sarmaya çalışırken, kendini FIFA Dünya Kupası video oyununa vermiş… Pek çoğumuzun yaralı olduğu zamanlarda yaptığı gibi kafayı dağıtmak için o da bir şeye sarmış işte.
Tüm bunların etkisi ve denize karşı bir yerlerde yaşamanın hayaliyle adam (adı olmadığı için kullanmıyorum bu arada; isimsiz karakterler candır) kendisini dedesinin ölümünün gizemini çözmeye çalışırken buluyor. İşte böyle dökülmeye başlıyor aile sırları ortaya…
Kana Bulanmış Sakal, deniz, kum ve yalnızlık kokuyor
Galera, ilk defa okuduğum ama şimdiden tarzına bayıldığım bir yazar olduğu. Kana Bulanmış Sakal, sezon kapandığında sahil kasabalarında süregelen sessizliği ve yalnızlığı ana karakterin içsel dünyasıyla öyle güzel bir şekilde birleştirmiş ki… Adam, bir yandan dedesinin ölümünü çözmeye çalışırken, bir yandan da sanki kendisi de o kasabada ölecekmiş gibi hissediyor. Kendisinin, insanların yüzlerini tanıyamamak gibi bir nörolojik bozukluğu da var; hatta bazen kendi yüzünü bile tanıyamaz halde oluyor aynada. Kendini tanıyamayan biri, başkalarını nasıl tanıyacak, onların sırlarını nasıl çözecek diye merak ediyorsunuz ister istemez.
Ama tüm bu anlattıklarımdan Kana Bulanmış Sakal depresif bir kitap diye düşünmeyin. Galera’nın en sevdiğim yanlarından biri de bu oldu: bu kadar yalnızlığın, depresyonun içine o kadar çok komedi eklemiş ki! Mesela, adamın katıldığı poker oyunlarından birinde oyuncuların tümü masadan kalkmalarına hiç gerek kalmasın diye yetişkin bezi giyerek oynuyorlar. Tanıştığı hayat kadınının dövmesinde “Tanrı öldü” yazıyor. Sarhoşken araba sürdüğünde her şeyi çift görmemek için arabasında korsanların taktığı tarzda göz bandı bulunduran bir adam var…
Bu tuhaf karakterleri küçük, sessiz, sakin bir sahil kasabasında bir araya getirirseniz neler olur? Kana Bulanmış Sakal, işte tam da bunun cevabı.
Tanıtım Yazısı:
Buraya kim gelse aynı şeyi söyler, diyor kadın tatlılıkla. Tek istediğim deniz kenarında yaşamak. Tek istediğim sörf yapmak. Tek istediğim düşüncelerimle baş başa kalmak. Tek istediğim doğanın tadını çıkarmak. Tek istediğim kitap yazmak. Tek istediğim balık tutmak. Tek istediğim bir kızı unutmak. Tek istediğim hayatımın aşkıyla karşılaşmak. Tek istediğim yalnız kalmak. Tek istediğim huzur bulmak. Tek istediğim her şeye en baştan başlamak.
Kış gelirken Brezilya'nın güneyindeki bir sahil kasabasına yerleşen isimsiz bir adam. Seneler önce aynı yerde ölen dedesinin ardındaki gizemi kurcaladıkça çehresi değişen kasabalılar. Kendi geçmişlerinden kaçtıkça özlerine yaklaşan insanlar.
2012'de Granta'nın En İyi Brezilyalı Genç Romancılar arasında gösterdiği Daniel Galera'nın gerçekçi bir üslupla kaleme aldığı Kana Bulanmış Sakal; insanlara, hayvanlara ve içgüdülere dair bir roman.
(Tanıtım Bülteninden)
Bu kitapla ne içilir: Piña colada
Bu kitapla ne dinlenir: Nick Cave and the Bad Seeds - Red Right Hand
0 comments:
Post a Comment