Kendinizle mezarınız arasında yalnızca ölümünüz
olduğunu hiç düşündünüz mü? Veya aynadaki yansımanızın sizi neden taklit
ettiğini? Peki, ağaçtaki portakalların içinin birisinin “ölümün mutlak soluğuyla buz
kesmiş etiyle” dolduğunu bilseydiniz o portakalları yiyebilir miydiniz? Ya da
gözkapaklarınız kapalıyken hayat enerjisinden müthiş tasarruf ettiğinizi,
organizmanızın gereksiz harcamalar yapmasını tamamen engellediğinizi biliyor muydunuz?
Mavi Köpeğin Gözleri, Gabriel Garcia Marquez’in dünyanın
dört bir yanında okurların kalbini kazanan Yüzyıllık Yalnızlık ve Kolera
Günlerinde Aşk gibi eserlerinin öncesinde, 1947-1955 yılları arasında kaleme
aldığı öyküleri barındırıyor. Gerçeklikle büyüyü etkileyici bir biçimde bir
araya getirebilen Marquez, okurlarını her satırda şaşırtmaktan da geri
kalmıyor. Büyülü gerçekçiliğin yaratıcısı olarak bilinen yazar, zaman kavramı
olmayan öykülerinde gerçekle masal arasında gidip geliyor. Masallar kadar
büyülü olduğu gibi 3’üncü sayfa haberleri kadar da rahatsız edici olabilen
hikayeler insana cidden “Marquez anlatılmaz, yaşanır” dedirtiyor.
Gözleri çulluklar tarafından oyulan üç adamın hikayesini
ele alan Çullukların Gecesi benim favorim oldu. Sonradan fark ettim ki tanıtım
yazısında Marquez’in bu hikayeyi Yüzyıllık Yalnızlık’a bile değişmem dediği
belirtilmiş. Özellikle Marquez’in dünyasına nereden dalacağını bilemeyenler
için çok güzel bir başlangıç olur Mavi Köpeğin Gözleri.
Tanıtım yazısı:
"Görünmez bir güneş omuzlarımızı ısıtmaya başladı. Ama güneşin varlığı bile ilgimizi çekmiyordu. Mesafe, zaman ve yön kavramımızı kaybetmiş halde orada, nerede olduğunu bilmediğimiz bir yerde oturduk. Yanımızdan birçok ses geçti. 'Çulluklar gözlerimizi oydu,' dedik. Seslerden biriyse şöyle dedi: 'Bunlar gazeteleri fazla ciddiye almışlar.' Sesler ortadan kayboldu. Bizse öylece, omuz omuza oturmaya devam ettik."
Rüyalar, kazalar, pişmanlıklar, inanç, özlem ve ölüm...
Büyülü gerçekliğin gizemli ve puslu atmosferlerle buluştuğu bu öykülerde Gabriel García Márquez, yatalak bir genç adam, kedisinin bedenine girmek isteyen bir kadın, evladının ölümünün yaraladığı bir anne, ikizi ölen bir kardeş, gözleri çulluklar tarafından oyulan üç adam, kurbanını sabırla bekleyen ölüm meleği gibi birbirinden çok farklı kurgusal ve mitolojik kahramanlara gönderme yapan kişiliklerin, bedensel ve düşünsel hassasiyet anlarını anlatıyor.
Yazarın ilk eserlerini barındıran Mavi Köpeğin Gözleri, Márquez'in 1947-1955 yılları arasında yazdığı on iki öyküden oluşuyor. Kitap, tarzı, temaları, karakterleri ve bilhassa yazarın "Yüzyıllık Yalnızlık'a değişmem," dediği "Çullukların Gecesi" öyküsüyle bir Márquez şenliği.
Buradan satın alın; Gabriel Garcia Marquez - Mavi Köpeğin Gözleri
Bu kitapla ne içilir: Alışık olmadığınız bir şeyler
tercih edilebilir. Sıcak çikolatanın içine marshmallow atılabilir mesela.
Bu kitapla ne dinlenir: Amanda Palmer and Neil Gaiman -Psycho
0 comments:
Post a Comment