Bazı Kadınlar'ı okuduktan sonra Alice Munro'nun 2013 yılındaki Nobel Ödülü de dahil olmak üzere neden bu kadar çok ödüle layık görüldüğünü anladım. canlabirsene projemiz sayesinde, biraz da tesadüfen tanıştım yazarla. Ve daha ilk "date"imizde hem üzdü beni, hem sinirlendirdi, hem düşündürdü, hem de kendimi ve çevremdekileri sorgulattı.
Farklı kadınların farklı hayatlarının ele alındığı bu öykü koleksiyonunda Munro'nun çok ama çok iyi bir gözlemci olduğunu ve insanların hangi durumlarda neler hissettiğini çok iyi anladığını görüyoruz. Doree, evlendiği adamın üzerinde psikolojik baskı kurmasına izin veren, buna rağmen adamı hapishanede bile ziyaret eden bir kadın mesela. Başka bir hikayede genç bir kız, zengin bir adamı evinde ziyaret ederek ona çırılçıplak bir şeyler okuyor. Bir diğerinde cinayet, bir başkasında ise bebeği 5 aylık olmasına rağmen onu emzirmeyi bırakmayan bir kadın var.
Çoğunluğu, kendilerince otoriteye, toplumun onayına karşı gelen, bildiklerini okuyan kadınlar. Munro onları hem herkesin başına her gün gelebilecekmiş gibi görünen olayların, hem de kırk yıl düşünseniz aklınıza gelmeyecek durumların içine koyuyor. Bunu yaparken de normalde hepimizin atlayacağı ayrıntıları ortaya çıkarıyor. Bu yıl bir Munro daha okuyacağım için heyecanlıyım açıkçası.
Tanıtım Yazısı:
Eleştirmen Leah Hager Cohen şöyle diyor: öykülerini okurken, 'Munro benim aklımdan geçenleri nasıl bilebilir?' diye düşünüyorum. Aslında Munro'nun yaptığı, büyük bir alçakgönüllülükle bir duyguyu paylaşmak, sizi bir başka dünyaya çekmek, bir başkasının ritmiyle size soluk aldırmak, bir başkasının gördüklerini kendiniz görüyormuş duygusunu yaşatmak.
Buradan satın alın; Alice Munro - Bazı Kadınlar
Bu kitapla ne içilir: Bitki çayı
Bu kitapla ne dinlenir: The White Stripes - We are going to be friends
0 comments:
Post a Comment